31 Ekim, 2014

Balıkçı ve Denizin Hikayesi



   Bir balıkçı vardı; her sabah ve her akşam bir elinde oltası bir elinde kovası balık tutmaya giderdi denizin karşısına.Kendini vazgeçilmez sanırdı deniz için.Ben olmasam derdi kimi görüp kimi sevecek bu deniz.Balıkçı vazgeçilmez sanırdı kendisini ama sevdalanmıştı zamanında, hor gördüğü denize.Ah balıkçı bir gün gitti yine her zamanki yerine salladı oltasını denizin ta orta yerine, olta takıldı büyük ve ağır bir maddeye.Balıkçı çekti oltasını deniz kabarmaya başladı, balıkçı bir daha çekti deniz daha çok kabardı ve balıkçı önünde duran taşın üstüne çıktı daha kuvvetli çekebilmek için, aslında bilmiyordu ki çekmeye çalıştığı denizin yüreğiydi, ağır gelmişti bu yürek balıkçıya ve kabaran deniz yuttu balıkçıyı bir çırpıda çekti onu yüreğine doğru, en derinlere.Balıkçı ölmüştü ve balıkçının sevdalandığı deniz kendini vazgeçilmez sanan balıkçıya mezar olmuştu bu hikayede.

''Deniz'e ve onun Balıkçı'sına ithafen''


MUTLAKADAM

19 Ekim, 2014

Otobüs



     Duraktayım, otobüsün gelmesini bekliyorum.Çevremde benimle beraber otobüs bekleyen iki üç insan var, kim bilir onlar nereye gitmek ne yapmak için bekliyorlar.Otobüs göründü ve yavaşça yaklaştı durağa, kapısı açıldı ve otobüse bindim.Her zaman yaptığım gibi otobüsün arkalarına doğru ilerlemeye başladım ama otobüsün bir sonu yoktu, ben ilerledikçe otobüs uzuyordu sanki.

     Oturacak pek yer yoktu otobüste, boş olan yerler de hiç bitmeyecek gibi görünen koridorun sonlarındaydı.Otobüs hızlandı artık viraja her girişimizde sendeliyordum, tümseklerden her geçişimizde düşecek gibi oluyordum.Dengede durmaya çalışmaktan artık yorulmuştum biraz daha çabalayıp sonu yokmuş gibi görünen koridorun sonlarında ki koltuklara oturmak için adımlarımı hızlandırdım ve adımlarımı hızlandırdığım sırada yorgunluktan ve otobüsün çıkardığı zorluklardan olsa gerek dengemi kaybedip yere düştüm, koltuklarda oturanlar beni izliyordu.Yere düştüğümde etrafıma baktım,etrafımda ki insanlara, kimse yardım etmek için yeltenmedi sadece izliyorlardı halbuki kendi başıma yerden kalkmaya yetecek kadar gücüm yoktu yorulmuştum.Ben etrafıma bakarken arkadan gelen biri kolumu kavradı ve beni ayağa kaldırdı dengede durmam için bana destek oldu.Beni yerden kaldıran ve bana destek olan kişi otobüsü beraber beklediğim, beraber bindiğim iki üç insandan biriydi bu kişinin arkasında durakta beraber olduğum diğer kişileri de gördüm; yardım edecek olan iki üç insanı...

    Otobüsün arkasına doğru gelmeye başladım boş koltukların olduğu yere sanki o sonu olmayan koridor sonlanmış gibi boş koltuklara yaklaşmıştım rahatladığımı hissettim en sonunda dinlenebilecektim ama ben bu düşüncelere dalmışken birden arka camdan geçtiğimiz yolları görebildiğimi farkettim; nerelerde dengemi kaybettiğimi, nerelerde sendelediğimi.Arka camdan dışarıya bakarken otobüs durdu ve kapıları açıldı galiba ben son durağıma gelmiştim inme vaktim gelmişti daha oturup dinlenmeye vakit bulamamışken... 

'' Ya hayatı yaşamak için geç kaldıysak ? ''
           MUTLAKADAM