30 Eylül, 2014

Zaman


   
      Evde oturup boş boş televizyon izlemekten, boş boş Faceebok'ta Twitter'da gezinmekten sıkıldım; kulaklığımı da yanıma alıp dışarıya çıktım biraz dolaşıp kafamı dağıtmak ve zihnimi dinlendirmek amacındaydım.Oturduğum evin bulunduğu kattan asansör ile aşağı inmem asansörü yukarı çağırmam ile kırk saniyeden uzun sürüyorudu.Asansörü çağırdım asansöre bindim ve aşağıya indim, saat akşam ezanının okunmasına yakındı.Kızıla çalan havayı içime çektim ve kulaklığımı taktım; mp3 çalarımda ''Tom Odell - Another Love'' adlı şarkısı çalıyordu.Müzik eşliğinde mahallemden dışarı doğru yürümeye başladım.Mahallenin yakınlarında ki bir parkın yanından geçerken dört,beş çocuğun toplandığını gördüm; oyun oynuyorlardı.Birden zihnim geçmişe döndü; kendi çocukluğuma.Bende arkadaşlarımla toplanıp oyun oynardım,o zamanlar tek eğlencemiz buydu.

      Ben bunları düşünürken okunmaya başlayan akşam ezanı ve ezan sesine karışan çocuğunu eve çağırmak için balkondan bağıran bir annenin sesi düşüncelerimi böldü.Annesinin sesini duyan çocuk arkadaşlarına oyundan çıkması gerektiğini söyledi ve telefonunu cebine koyup yola koyuldu.Diğer çocuklarda akşam ezanı ile birlikte eve gitmeleri gerektiğini anladılar ve onlarda telefonlarını ceplerine koyarak dağıldılar.

      Çocukların kalktığı ,parkın içindeki, banka doğru yürüdüm ve banka oturdum, düşündüm acaba yaptıkları doğru muydu yani telefondan oyun oynamaları.Benim zamanımda oyunlar böyle oynanmazdı iki ağacı kale yapar oynardık, topumuz olmadığı zamanlarda boş plastik şişeleri, çam kozalaklarını top yapar oynardık; bunun için bana göre yaptıkları yanlıştı ama onlara göre doğruydu belki de.Bunları düşünürken bir sonuca vardım: Zaman neyin doğru neyin yanlış olduğunu değiştiriyordu ve eylemlerin nasıl yapıldığını...

''Eylemlerin yapılışı zamanla değişir,sevme eyleminin değişmesi gibi''
MUTLAKADAM

17 Eylül, 2014

Fotoğraf


      
     Bir fotoğrafıma rastladım geçenlerde, mutlu bir aile tablosu.Ben hariç herkesin yüzünde hafif gülümsemeler benim yüzümde ise büyük bir gülümseme, olabildiğince güzel ve kusursuz fakat bu gülüşümün bastırılan duygularımın, gerçekleşmeyen arzularımın bir ifadesi olduğunu ancak anlıyorum.Bu gülüşümün sebebi kendim olduğum için değil, olmasını istedikleri kişi olmaya çalıştığım çalıştığım içinmiş...

     Ben kaybedendim,her ne kadar kazansamda ben kendim değildim.Ben ailemin yarattığı mükemmel kişiyi oynayan bir düzenbaz,kendini yaşayamayan bir acizdim.

''Kusursuz bir gülümseme ancak kendinsen kusursuzdur'' 
                                  
    MUTLAKADAM

06 Eylül, 2014

Para Üstü

   
 

   Bugün uyandığımda bakkala gidip ekmek aldıktan sonra eve dönerken para üstünü kaybetmiş küçük bir çocuk gibi hissediyordum: Üzgünümdüm ağlamaklıydım, sanki ağlayınca veya üzülünce kaybettiğim, düşürdüğüm şeyi nerede düşürdüğüm nerede kaybettiğim aklıma gelicek ve yeniden benim olacakmış gibi ...

    Ben paramın üstünü kaybetmedim, çocukta değilim, belki bütün bunları hissetmemin nedeni paha biçilemeyecek bir şey kaybetmiş olmamdır. Avucumda tuttuğum şey avucumdan kayıp gittiği için değerini bilmediğim için tekrar elde edemeyeceğim veya sahip olamayacağım bir şey olduğu içindir.

       Ben kaybettim ve bulamıyorum belki ama nasıl bir zaman sonra yerdeki parayı bulan kişi mutlu oluyorsa kaybettiğim şeyi bulan kişi de mutlu olacak, benim kaybettiğim ve üzülmeme sebep olan şey başkasının mutluluğu ve neşesi olacak...

'' Kim bilir belki de bizim üzüntülerimiz başkalarının mutluluğudur. ''

MUTLAKADAM