Bir kasım akşamı hava kararmaya başlıyor yeni yeni.Şehrin ismini bilmediğim yerlerine yaptığım gibi ismini bilmediğim ama kendim adlandırdığım bir parkta oturuyorum.Havanın kararması ile üşümeye başlıyorum bedenimin üşümesinin haricinde kalbimde üşümeye başlıyor, kalbimi üşüten ise havanın soğukluğu değil içime dolan is kokusu ve galiba kalbimin üşümesi daha çok yakıyor canımı. Kalbimi ısıtmak için nefesimi tutuyorum, girmesin içime akşamın kokusu üşümesin kalbim diye, ama dayanamıyorum öncekilerden daha derin bir nefes alıyorum ve eskisinden daha çok üşüyor bu sefer . Halbuki nefes benim için gerekli nefessizlik kalbim için...
Eskiden çok severdim ben kasım akşamlarını içime dolan is kokusunu ve bilmezdim bu akşamlarda kalbimin bir dili olduğunu, her is kokusu duyduğum zaman bir iki kelime olsa da bir şeyler fısıldayabileceğini bana.Seni sevmeden önce dilsiz olan kalbim susmaz oluyordu ve yalanlarlar söyleyerek uyutuyordum onu, yalanlarım gece olmuştu kalbim için ve seni gördüğümde sanki güneş doğmuş gibi yeniden uyanıyordu her seferinde...
Gittiğinden beri sonsuz bir uykuda kalbim ve kalbim için her şey tersine döndü sıcaklar soğuk, soğuklar sıcak, mutluluklar hüzün, hüzünler mutluluk, gündüzler gece, geceler gündüz ve galiba konuşmayı da unuttu.İs kokan gecelerde dışarı çıkmayı da bıraktım zaten, üşümesin rahat uyusun diye kim bilir belki başkası doğar gecesine...
'' Sevdiklerimiz gün gelir sevmediklerimiz olur ''
MUTLAKADAM